top of page
Image by Peter F

PERMAKÜLTÜR NEDİR?

Üretim uğruna doğayı mahveden endüstriyel sistemin tersine, permakültür; doğal ekosistemlerdeki çeşitliliğe, uyuma, sürekliliğe ve dirence sahip, tarımsal verimliliğe yönelik ekosistemlerin bilinçli olarak tasarlanması ve sürdürülmesinin adıdır. 

İnsanı ve doğayı birlikte gözeterek, artan çıktıyı yine insana ve doğaya vakfeden bir etik anlayışa sahiptir. 

Günümüzde, endüstriyel sistem tabağa konan her 1 Kalori enerji içeren gıdayı üretmek için 10 Kalori enerji harcıyor, üstelik bunun masrafını da bizden alıyor.  Bu durum sürdürülebilir olmadığı için dünyanın kaynakları hızla tükeniyor ve kirleniyor.   

Politika ve bürokrasi bize vasatı, hatta kötüyü dayatmaya çalışıyor.  On yıllardır dünyayı doyurmak için  tek ve en uygun çözüm  olduğu dikte edilen ve hemen tüm dünyada uygulanması için hükümetlere baskı bile yapılan endüstriyel tarım uygulamaları sonucunda dünyada açlık daha da artarken, tuzlanan ve kimyasal (sentetik) gübrelerle kirlenen topraklar tüm verimliliğini de yitirdi... 

Bir şeylere karşı durarak olmaz, neyi istiyorsak onun için çalışmalıyız.

Bill Mollison

Permakültüre giriş kursumuz bir tarım veya hayvancılık kursu değildir. 

 

Bu kursta, bir şeyin nasıl yapılacağı, örneğin bir bitkinin nasıl yetiştirileceği anlatılmaz.

 

Permakültüre giriş kursunda, bir tasarım yapılırken insanlığa ve doğaya zarar vermeden nasıl düşünülmesi gerektiği üzerine çalışılır; örneğin bir bitkinin tasarımda kullanılacak diğer bitkilerle, hayvanlarla, yani tüm öğelerle ilişkisi göz önünde tutularak, tasarımda nasıl kullanılması gerektiği üzerinde çalışılır.

 

Amaç doğayı örnek alarak, doğal dengeyi bozmadan öğeler arası ilişkileri kullanarak, doğaya atık bırakmadan, en az iş yükü harcayarak sağlıklı, lezzetli ve besleyici gıda üretmektir.

Permakültürün Temel Kavramları ve Tasarımı:

1.

Tasarımda yerverilen her öğe, birden fazla işleve sahip olmalıdır, hiçbir öğe sadece rengi veya kokusu güzel diye veya, tasarımcının canı istedi diye tasarıma dahil edilmez.

 

Hangi işlevlere sahip olduğuna bakılarak, geçerli bir sebep varsa, yani en az iki işlevi yerine getiriyorsa tasarıma dahil edilir.  Böylece tasarımda verimlilik ve çok işlevlilik sağlanır.  

2.

Her işlev birden fazla öğe tarafından desteklenmelidir. 

 

Bir öğenin bir sebeple işlevini yerine getirememesi durumuna önlem olarak birden fazla öğenin aynı işleve sahip olması, tasarımı daha güvenilir hale getirir.

Permakültürde amaç, verimliliği artırırken, atık çıktısını en düşük seviyede tutmak, iş yükünü azaltmak, gereksiz masrafları sıfırlamak, toprağı beslemek ve artırmak, toprakta organik madde miktarını artırmak, kimyasal (sentetik) gübre kullanımını sonlandırmak, yağmur suyu hasadı yapmak, yer altı su rezervlerini beslemek, sağlıklı, besleyici ve lezzetli gıda üretirken, toprağı ve doğadaki canlılığı da gözetmektir.

Klasik okul eğitiminde konular birbirinden kopuktur,  dünyadaki her varlık diğerlerinden bağımsızmış gibi incelenir. Aradaki ilişkiler yok sayılır. Halbuki, doğada her varlık, etrafındaki varlıklarla doğrudan veya dolaylı olarak ilişkidedir. Doğa çok detaylı bir ilişkiler yumağını barındırır. Bu sebeple,  permakültür doğayı uzun uzun gözlemler, doğayı bir bütün olarak ele alır, ilişkileri bulur ve tasarımda kullanır. 

 

Doğadaki ilişkiler gözlemlenmeden veya göz ardı edilerek yapılan her türlü tasarım veya değişiklik, ilişkiler ağına az veya çok zarar verir ve sonunda doğal denge bozulur. Örneğin; hatırlanacağı gibi, on binlerce tavuğun kuş gribi gibi gerçekliği sorgulanır bir sebeple katledilmesi olayı yaşanmıştı. 

 

Hangi amaca hizmet ettiği çok şüpheli olan bu tavuk katliamı sonrasında başıboş kalan keneler kontrol dışı üreyip, insanları tehdit eder duruma gelmişti. Kırım Kongo Kanamalı ateşi virüsü taşıyan keneler insanlara virüsü bulaştırıp Türkiye'de onlarca insanın ölümüne sebep oldu.

 

Sadece bu örnek bile doğadaki dengelerin bilinçsizce bozulması durumunda hiç akla gelmeyen sonuçların olabileceğini göstermektedir.    

Image by Tania Malréchauffé
Image by Jens Johnsson

Günümüzde yenilenebilir enerji kaynakları kullanmak,  çevre kirliliğine karşı en büyük önlemlerden biridir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından birisi olan rüzgar, yurdumuzda önemli bir potansiyele sahiptir. Rüzgar türbünleri enerji üretimi için çok faydalıdır, ama, yerleri iyi planlanmaz, doğa gözlenmez, ve göçmen kuşların göç yollarında kurulurlarsa, rüzgardan elektrik enerjisi üretmek gibi ulvi bir sebep, göçmen kuşların rotasındaki rüzgar türbinlerine çarpmaları gibi acı sonuçlara sebep olmaktadır. 

Tarihte, doğadaki ilişkiler ağı gözlenmeden yapılan ve sonuçları insanlık için çok ağır olan olaylar da vardır.  Örneğin,  ortaçağda kedilerin tamamen bağnazca  sebeplerle katledilmesi sonucunda fare sayısı kontrolsüzce artmış ve sonunda, insanlık tarihindeki en büyük veba salgını baş göstermiştir. Salgın yıllarca sürerek milyonlarca insanın ölmesine yol açmıştır.  

Günümüzden de bir örnek verelim: Yine doğada bitkilerin döllenmesi ve arı ilişkisi gözlenmeden, sorumsuzca kullanılan tarım ilaçları yüzünden, her sezon milyonlarca bal arısı ölmektedir. Bal arılarının mera olarak kullandığı ve polen topladığı alanların titizlikle korunması gerekmektedir.

Bal arıları çok çalışkan dişilerdir. Bir nektar kaynağını ziyaret ettiklerinde çiçekteki zehire aldırmazlar, onlar işlerine odaklanmışlardır. Kısacık (birkaç haftalık) ömürlerinde durup dinlenmeden mümkün olan en çok balı üretmeye programlanmışlardır. Fakat düşüncesizce yapılan ilaçlama işlemleri sonrasında bitkilerde kalan ilaç kalıntıları arıların zehirlenmesine sebep olmaktadır. Birçoğu kovanına bile ulaşamadan ölüp gitmektedir. Arıların ölmesi, sadece bal ve bal ürünlerinde üretimin düşmesine ve üretilen bal ürünlerinde kalıntı olmasına yol açmaz, aynı zamanda birçok bitkide tozlanma yetersizliğine ve dolayısıyla, tarımsal kayıplara yol açar.  

bottom of page